Bir içecek ancak ve ilk olarak kokusuyla sizi baştan çıkarabilir...
Bir içecek deneyimini unutulmaz kılan ve sizi tekrar tekrar o deneyimi yaşamak için çeken şey, kokteylin aurasıdır. Ve bu aurayı oluşturan birden çok element bulunmaktadır. En önemlilerinden biri ise, bana soracak olursanız, kokudur. Koku olmadan tat alamazsınız.
Benim kokuyla tanışmam ise limon kabuğunun şehir efsanesiyle başladı... Sarısı mı acı, yoksa beyazı mı? Zamanla merakım kabuklarını denemem ve koku moleküllerinin yer aldığı gözeneklerini keşfetmemle gelişti.
Yani ne sarısı ne beyazı! Arasındaki yağ gözenekleri acı.
Plymouth, İngiltere’ye bir içecek üretimi hakkında eğitim almaya gittiğimizde, bizden ilk istedikleri şey burnumuzu kapatıp, önümüze koydukları şekerin tadına bakmamız olmuştu. Burnumuz kapalıyken şekerin tadı son derece sıradanken, aynı şeker burnumuzu açıp koku almaya başladığımız anda bambaşka bir hale büründü. Şeker tarçınlıydı ve kokusu olmadan bu tadı almak mümkün değildi.
Bunu evde kendiniz de deneyebilir ve kokunun önemini birebir tecrübe edebilirsiniz. Yapmanız gerekenler: İki çorba kaşığı beyaz toz şekere bir çay kaşığı toz tarçın ekleyin ve karıştırın. Daha sonra burnunuzu kapayarak tadına bakın ve bir süre sonra burnunuzu açın. Kokunun gücüne şaşıp kalacaksınız.
Bir kokteylin ve onun yarattığı etkinin kalıcı olabilmesi için kokuyu kullanırız. Bunun sebebi ise kokunun kalıcı hafızada en hızlı yer eden ve en son unutulan duyularımızdan biri olmasıdır. Bir kokteyl henüz ondan tek bir yudum almadan sizi çocukluk yıllarınıza götürebilir, hiç beklemediğiniz anda anılarınızı canlandırabilir.
Hayal edin, Bodrum'un bembeyaz sokaklarında geçmiş bir çocukluğu, baharla beraber bembeyaz çiçeklerini açmaya başlayan satsuma ağaçlarını ve onların dayanılmaz kokusunu... Orada geçmediyse bile çocukluğunuz, hayal etmeniz yeterli olur. Satsuma aromalarının ön planda olduğu bir kokteyl sizi, tek bir yudum dahi almadan o Bodrum yazlarına götürebilir, ilk çocukluk aşkınızı hatırlatabilir, içinizi tarifsiz bir keyifle doldurabilir.
Kokteylinizi hazırlarken turunçgillerin kabuklarını bardağın ellerinizin temas edeceği bölgelerine değdirmenizin sebebi de tam olarak budur. Henüz bardağı elinize aldığınızda turunçgillerin mayhoş kokusu elinize siner ve sizi hatıralarınız arasında bir yolculuğa çıkarır. Kokteyli sunmadan önce son dokunuş daima kokusunu ön plana çıkarmak için yapılır. Kısacası, koku olmadan tam bir içecek deneyimi yaşayamaz ve yaşatamazsınız.
Çokça hoşuma giden aromatik kokteyl tariflerimden biri:
Her yaz başı taze toplanmış lavantaları, kiraz talaşlarıyla kurutulmuş, fümeli lavanta şurubu yaparım. Mutfak geçmişimle "Fusion Cuisine" hayranlığımı içkilerime yansıtırım. Asya’dan liçi likörü, Küba’dan yıllanmış rom, Meksika’dan misket limonu ve Alaçatı’dan tütsülenmiş lavantalarım! Kırık buzlu bakır bardak içine hazırladığım bu kokteyli, kuru lavantaları yakarak tütsü şeklinde sunarım. Ayrıca limon otlarından yaptığım pipetlerden yudumlanmasını sağlarım.
Lavanta tütsüsüyle başlayan bu yolculuk farklı ülkeleri ziyaret ettirir ve sizi o ana getirir.
Bir kokteylin ve onun yarattığı etkinin kalıcı olabilmesi için kokuyu kullanırız. Bunun sebebi ise kokunun kalıcı hafızada en hızlı yer eden ve en son unutulan duyu olmasıdır.
Beklemediğiniz anıları hatırlamanızı sağlayabilir.
Yazar: Yiğitcan Gençer